en-nedes ~ اَلنَّدَسُ

Kamus-ı Muhit - الندس maddesi

اَلنَّدَسُ [en-nedes] (fethateynle) Bir kimse zîrek ve tîz-fehm olmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَدِسَ الْغُلاَمُ نَدَسًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ نَدِسًا

اَلنَّدُسُ [en-nedus] (عَضُدٌ [ʹaḋud] vezninde) ve

اَلنَّدِسُ [en-nedis] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Bunlar da fehm ve fetânet sâhibi adama denir; yukâlu: رَجُلٌ نَدْسٌ كَمَا ذُكِرَ وَنَدُسٌ وَنَدِسٌ أَيْ فَهِمٌ

اَلنَّدْسُ [en-neds] (nûn’un fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Dürtmek maʹnâsınadır. Ve baʹzen ayakla dürtmekte dahi istiʹmâl olunur; yukâlu: نَدَسَهُ بِالرُّمْحِ نَدْسًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا طَعَنَهُ بِهِ وَقَدْ يُقَالُ نَدَسَهُ بِرِجْلِهِ Ve

نَدْسٌ [neds] Vasf olur, gizli sesi çabuk istimâʹ eden adama denir; yukâlu: هُوَ نَدْسٌ أَيْ سَرِيعُ الْإِسْتِمَاعِ لِلصَّوْتِ الْخَفِيِّ Ve zîrek ve tîz-fehm ve serîʹü’l-intikâl adama denir; yukâlu: رَجُلٌ نَدْسٌ أَيْ فَهِمٌ Ve

نَدْسٌ [neds] Bir kimseyi vurup yere yıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَدَسَ بِهِ الْأَرْضَ إِذَا ضَرَبَهُ وَصَرَعَهُ Ve bir adamı yoldan alarga kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَدَسَهُ عَنِ الطَّرِيقِ إِذَا نَحَّاهُ Ve bir kimseye bir adam tahkîk ve tayakkun eylemediği hâletle zann ve gümân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَدَسَ عَلَيْهِ الظَّنَّ إِذَا ظَنَّ بِهِ ظَنًّا لَمْ يُحِقَّهُ

Vankulu Lugatı - الندس maddesi

اَلنَّدَسُ [en-nedes] (fethateynle) ʹÂkıl olmak; yukâlu: نَدِسَ يَنْدَسُ نَدَسًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

اَلنَّدِسُ [en-nedis] (nûn’un fethi ve dâl’ın kesriyle) Şol kimsedir ki ʹâkıl ola.

اَلنَّدْسُ [en-neds] (nûn’un fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Dürtmek, taʹn maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı