اَلْهَبْتُ [el-hebt] (سَبْتٌ [sebt] vezninde) Vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَبَتَهُ هَبْتًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ضَرَبَهُ Ve aşağı indirmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَبَتَهُ إِذَا هَبَطَهُ Ve bir kimseyi kadr ve menziletinden sâkıt ve münhatt eylemek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: هَبَتَ فُلاَنًا إِذَا طَأْطَأَهُ وَحَطَّهُ يَعْنِي مِنْ قَدْرِهِ Ve minhu hadîsu ʹÖmer: “لَمَّا مَاتَ عُثْمَانُ بْنُ مَظْعُونٍ عَلَى فِرَاشِهِ هَبَتَهُ الْمَوْتُ عِنْدِي مَنْزِلَةً حَيْثُ لَمْ يَمُتْ شَهِيدًا” أَيْ حَطَّ مِنْ قَدْرِهِ فِي قَلْبِي
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı