اَلْهَدِمَةُ [el-hedimet] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) Pek kösnük olan nâkaya denir; cemʹi هَدَامَى [hedâmâ] gelir, سَكَارَى [sekârâ] vezninde ve هِدَمَةٌ [hidemet] gelir, قِرَدَةٌ [ḵiredet] vezninde.
اَلْهَدْمَةُ [el-hedmet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Çisinti yağmura denir; yukâlu: أَمْطَرَتِ السَّمَاءُ هَدْمَةً أَيْ مَطَرَةٌ خَفِيفَةٌ Ve birden verilen bir bölük deveye denir.
اَلْهَدِمَةُ [el-hedimet] (hâ’nın fethi ve dâl’ın kesriyle) Şol nâkadır ki erkeğe iştihâsı muhkem ola. Ferrâ eyitti: هَدِمَةٌ [hedimet] şol nâkadır ki şiddet-i iştihâsından çöke; yukâlu: هَدِمَتْ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ
اَلْهَدْمَةُ [el-hedmet] (hâ’nın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Yağmurun defʹaten gelmesi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı