اَلْخَصَفَةُ [el-ḣaṡafet] (fetehâtla) Hurmâ yaprağından işlenip içine hurmâ kodukları sepete denir; yukâlu: جَاءَ وَبِيَدِهِ خَصَفَةٌ أَيْ جُلَّةٌ مِنَ الْخُوصِ يُعْمَلُ لِلتَّمْرِ Ve pek yoğun beze denir; cemʹi خَصَفٌ [ḣaṡaf]tır fethateynle ve خِصَافٌ [ḣiṡâf]tır ḣâ’nın kesriyle; yukâlu: جَاءَ وَعَلَيْهِ خَصَفَةٌ أَيْ ثَوْبٌ غَلِيظٌ جِدًّا Ve
خَصَفَةٌ [Ḣaṡafet] Esmâdandır: Ḣaṡafe b. Ḵays b. ʹAylân bir cemâʹatin pederidir.
خَصَفَةُ [Ḣaṡafet] (fethateynle) Bir kabîlenin babası adıdır ki o Ḣaṡafe b. Ḵays-ʹAylân’dır. Ve
خَصَفٌ [ḣaṡaf] Naʹleyn dikmeğe dahi derler; tekûlu: خَصَفْتُ النَّعْلَ إِذَا خَرَزْتَهَا Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِنْ وَرَقِ الْجَنَّةِ﴾ (الأعراف، 22، طه، 121) أَيْ يُلْزِقَانِ بَعْضَهُ بِبَعْضٍ لِيَسْتُرَا بِهِ عَوْرَاتِهِمَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı