Ḣaḋiret ~ خَضِرَةُ

Kamus-ı Muhit - خضرة maddesi

خَضِرَةُ [Ḣaḋiret] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) Ḣayber kalʹasının ʹalemidir. Ve baʹzı ehâdîste vârid olmuştur ki Sultânu’l-enbiyâ ʹaleyhi efdalü’t-tehâyâ hazretleri bir arzdan güzerân eylediler ki oraya عَثِرَةُ [ʹašamp;iret] šamp;â-yı müsellese ile yâhûd عَفِرَةُ [ʹafiret] fâ’yla yâhûd عَذِرَةُ [ʹažiret] derler idi žâl’le ki üçü de فَرِحَةٌ [feriḩat] veznindedir, muhibb-i fâl olduklarından tefe΄΄ülen خَضِرَةُ [Ḣaḋiret] ile tesmiye eylediler. Bu, Ḣayber’den başkadır.

اَلْخُضْرَةُ [el-ḣuḋret] (ḣâ’nın zammı ve ḋâd-ı muʹcemenin sükûnuyla) Levn-i maʹrûfa denir ki Fârisîde sebz ve Türkîde yeşil taʹbîr olunur. Cemʹi خُضَرٌ [ḣuḋar] gelir, صُرَدٌ [ṡurad] vezninde ve خُضْرٌ [ḣuḋr] gelir ḣâ’nın zammı ve ḋâd’ın sükûnuyla. Ve

خُضْرَةٌ [ḣuḋret] At kısmında siyâhla karışık bozluktur ki gökçül olur, mora karîb bir levndir, Türkîde konur taʹbîr olunur; yukâlu: لَوْنُ الْفَرَسِ خُضْرَةٌ أَيْ غُبْرَةٌ خَالَطَتْهَا دُهْمَةٌ Ve

خُضْرَةٌ [ḣuḋret] Terliğe ve tâzeliğe ıtlâk olunur; yukâlu: غُصْنٌ فِيهِ خُضْرَةٌ أَيْ نُعُومَةٌ Ve

خُضْرٌ [ḣuḋr] أَخْضَرُ [aḣḋar] kelimesinden cemʹ olur ki yeşil nesneye denir ve o münâsebetle hısb ve rehâsı olan nesneye ıtlâk olunur ve minhu yukâlu: هُمْ خُضْرُ الْمَنَاكِبِ أَيْ فِي خِصْبٍ عَظِيمٍ

Vankulu Lugatı - خضرة maddesi

اَلْخُضْرَةُ [el-ḣuḋret] (ḣâ’nın zamım ve ḋâd’ın sükûnuyla) Yeşil renk ki yeşil renkli nesne ile kâ΄imdir. Ve

خُضْرَةٌ [ḣuḋret] At kısmında ve deve kısmında boz olup siyâhla muhtelit olmaktır, nitekim benî âdemde kara yağız olmaktır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı