derk ~ دَرْكٌ

Kamus-ı Muhit - درك maddesi

اَلدَّرَكُ [ed-derek] (fethateynle) Bir adamın ardından yetişmeye denir, لَحَاقٌ [leḩâḵ] maʹnâsına ismdir. Kâle’ş-şârih ve minhu’l-hadîs: “أَعُوذُ بِكَ مِنْ دَرَكِ الشَّقَاءِ” أَيْ لَحَاقِهِ Ve تَبِعَةٌ [tebiʹat] maʹnâsınadır ki talebinden sâhib-i hakk olan adamın ḣâlî olmadığı nesneden ʹibârettir, damân gibi. Bunda râ’nın sükûnuyla da lügattır; ve minhu yukâlu: مَا أَدْرَكَكَ مِنْ دَرَكٍ فَعَلَيَّ خَلَاصُهُ وَهُوَ اللَّحَقُ مِنَ التَّبِعَةِVe

دَرَكٌ [derek] Her nesnenin nihâyet-i kaʹrına denir; cemʹi أَدْرَاكٌ [edrâk]tir; yukâlu: بَلَغَ الْغَوَّاصُ دَرَكَ الْبَحْرِ أَيْ أَقْصَى قَعْرِهِ Ve şol ip pâresine denir ki kuyu ipinin kovadan tarafına bend ve ilhâk ederler, tâ ki suya o pâre gelip asl ip suya gelmeyip çürümekten mahfûz ola. Ve

دَرَكٌ [derek] Aşağıya doğru olan tabakaya ve pâye ve mertebeye denir, niteki دَرَجٌ [derec] yukarıya olandan ʹibârettir; cemʹi دَرَكَاتٌ [derekât] gelir. Bu cihetle merâtib-i cennetten دَرَجَاتٌ [derecât] ile ve menâzil-i ehl-i cehennemden دَرَكَاتٌ [derekât] ile taʹbîr olunur.

Vankulu Lugatı - درك maddesi

اَلدَّرْكُ [ed-derk] (dâl’ın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Cehennemin aşağı tabakası; fethateynle dahi lügattır, ʹalâ-mâ merre. Ve

دَرْكٌ [derk] ضَمَانٌ [ḋamân]a dahi derler; fethateynle dahi lügattır, ʹalâ-mâ mazâ.

اَلدَّرَكُ [ed-derek] (fethateynle) Şol ip pâresidir ki kuyu ipinin kovadan cânibe olan ucuna bağlarlar, kuyu ipi ıslanıp çürümesin diye. Ve

دَرَكٌ [derek] ضَمَانٌ [ḋamân]a dahi derler, تَبِعَةٌ [tebiʹat] maʹnâsına. Tahrîk ve teskîn câ΄izdir; yukâlu: مَا لَحِقَكَ مِنْ دَرَكِ فَعَلَيَّ خَلَاصُهُ Ve

دَرَكٌ [derek] Cehennemin âhir tabakasına derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı