rimm ~ رِمٌّ

Kamus-ı Muhit - رم maddesi

اَلرَّمُّ [er-remm] (râ’nın fethi ve mîm’in teşdîdiyle) ve

اَلْمَرَمَّةُ [el-meremmet] (mîm’in ve râ’nın fethiyle) Halel bulmuş nesneyi ıslâh eylemek maʹnâsınadır ki onarmak taʹbîr olunur; yukâlu: رَمَّهُ رَمًّا وَمَرَمَّةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ إِذَا أَصْلَحَهُ Ve koyun ve keçi makûlesi hayvân ağız ile ağaç budaklarının uçlarını kavrayıp otlamak maʹnâsınadır; yukâlu: رَمَّتِ الْبَهِيمَةُ إِذَا تَنَاوَلَتِ الْعِيدَانَ بِفَمِهَا Ve ekl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَمَّ الشَّيْءَ إِذَا أَكَلَهُ Ve

رَمٌّ [remm] ve

رِمَّةٌ [rimmet] (râ’nın kesriyle) ve

رَمِيمٌ [remîm] Kemik çürümek maʹnâsınadır; yukâlu: رَمَّ الْعَظْمُ رِمَّةً وَرَمًّا وَرَمِيمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا بَلِيَ

Vankulu Lugatı - رم maddesi

اَلرِّمُّ [er-rimm] (râ’nın kesri ve mîm’in teşdîdiyle) Mâl çok olmak; yukâlu: جَاءَ بِالطِّمِّ وَالرِّمِّ إِذَا جَاءَ بِالْمَالِ الْكَثِيرِ Ve طِمٌّ [ṯimm] ṯâ΄-i mühmele ile şey΄-i kesîrdir. Ve

رِمٌّ [rimm] Kemiğin içinde olan iliğe dahi derler.

اَلْمَرَمَّةُ [el-meremmet] (fethateynle ve mîm-i ahîrin teşdîdiyle) Islâh etmek; tekûlu: رَمَمْتُ الشَّيْءَ أَرُمُّهُ رَمًّا وَمَرَمَّةً مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا أَصْلَحْتَهُ Ve bir kimsenin hâlini ıslâh etmeğe dahi derler; yukâlu: قَدْ رَمَّ شَانَهُ إِذَا أَصْلَحَهَا Ve

رَمٌّ [remm] Yemek maʹnâsına da gelir, ekl gibi; yukâlu: رَمَّهُ إِذَا أَكَلَهُ Ve fi’l-hadîsi: “اَلْبَقَرُ تَرُمُّ مِنْ كُلِّ شَجَرٍ” أَيْ تَأْكُلُ Ve fî hadîsi ʹUrve b. ez-Zubeyr “كُنَّا أَهْلَ ثُمِّهِ وَرُمِّهِ حَتَّى اسْتَوَى عَلَى عُمُمِهِ” Ebû ʹUbeyd eyitti: Ehl-i hadîs olanlar ثَمٌّ [šamp;emm]i ve رَمٌّ [remm]i zammla rivâyet kılmışlardır lâkin vech ثَمِّهِ ve رَمِّهِ dir fethle dedi ki ثَمٌّ [šamp;emm] ıslâh etmeğe ve رَمٌّ [remm] ekl etmeğe derler. Ve عُمُمٌ [ʹumumm] zammeteynle cesed maʹnâsınadır, yaʹnî hattâ büyüyüp cesedi kemâlin buldu. Ve

مَرَمَّةٌ [meremmet] Davar dudağına dahi der[ler] ʹalâ-mâ se-yecî΄u inşâallâhu taʹâlâ.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı