اَلرَّمْضُ [er-remḋ] (râ’nın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Güneşin kum üzerine ve gayrı nesne üzerine ziyâde düşmesi. Ve
رَمْضٌ [remḋ] Koyunun derisi üzerinde iken karnın yarıp pişmek için kızmış taş üzerine koyup ıssı kül örtmeğe de derler.
اَلرَّمَضُ [el-remaḋ] (fethateynle) Ziyâde ıssı olmak; yukâlu: رَمِضَ يَوْمُنَا رَمَضًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Ve
رَمَضٌ [remaḋ] Issıdan ayak yanmağa dahi derler; yukâlu: رَمِضَتْ قَدَمُهُ إِذَا احْتَرَقَتْ Ve fi’l-hadîsi: “صَلَاةُ الْأَوَّابِينَ إِذَا رَمِضَتِ الْفِصَالُ مِنَ الضُّحَى” Yaʹnî “Kaçan deve yavrusu güneş ıssısın, duya salât-ı duhâ o vakt olur.” Ve
رَمَضٌ [remaḋ] Koyun ıssıda otlayıp bağrı pişip ciğeri habîs olmağa da derler. Ve
رَمَضٌ [remaḋ] Bir nesneyi iki taşın arasına koyup dövmeğe dahi derler, ince olsun diye, İbnu’s-Sikkît rivâyeti üzere.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı