suḩt ~ سُحْتٌ

Kamus-ı Muhit - سحت maddesi

Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre asl سُحْتٌ [suḩt] bir nesnenin istîsal üzere soyulmuş kabuğuna denir, baʹdehu sâhibine ʹâr ve nakîsayı müstelzim olan harâm ve mahzûrede istiʹmâl olunmuştur, gûyâ ki sâhibinin dînini ve mürû΄etini ihlâk ve istîsâl edip yâhûd bereketi izâle eylediğine mebnîdir. Ve kesb-i habîs-i mezbûr semen-i kelb ve hamr ve hınzîr makûlesi mekâsibdir.

اَلسَّحْتُ [es-saḩt] (ضَرْبٌ [ḋarb] vezninde) إِسْحَاتٌ [isḩât] ile iki maʹnâ-yı evvelde mürâdiftir; yukâlu: سَحَتَ الرَّجُلُ سَحْتًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا اكْتَسَبَ السُّحْتَ ve yukâlu: سَحَتَ الشَّيْءَ إِذَا اسْتَأْصَلَهُ Ve

سَحْتٌ [saḩt] Kabuk ve deri makûlesini soyup gidermek maʹnâsınadır; yukâlu: سَحَتَ الشَّحْمَ عَنِ اللَّحْمِ إِذَا قَشَرَهُ Ve

سَحْتٌ [saḩt] Hâlis ve bî-gışş maʹnâsına istiʹmâl olunur, gûyâ ki şevâ΄ibi istîsâl olunmuştur; ve minhu yukâlu: بَرْدٌ سَحْتٌ أَيْ صَادِقٌ Ve heder ve telef maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: مَالُهُ وَدَمُهُ سَحْتٌ أَيْ لاَ شَيْءَ عَلَى مَنْ أَعْدَمَهُمَا بَلْ يُهْدَرَانِ وَهُوَ مِنَ اْلإِهْلاَكِ وَالإِسْتِيصَالِ Ve

سَحْتٌ [saḩt] Yeprimiş eski sevbe ıtlâk olunur; yukâlu: ثَوْبٌ سَحْتٌ أَيْ خَلَقٌ

Vankulu Lugatı - سحت maddesi

اَلسَّحْتُ [es-saḩt] (sîn’in fethiyle) Kökünden kesmeğe derler; yukâlu: سَحَتَهُ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ أَيِ اسْتَأْصَلَهُ ve

سَحْتٌ [saḩt] Bir nesneyi bir nesneden soyup çıkarmağa dahi derler; tekûlu: سَحَتُّ الشَّحْمَ عَنِ اللَّحْمِ إِذَا قَشَرْتَهُ عَنْهُ مِثْلُ سَحَفْتُهُ بِالْفَاءِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı