ʹaḵiret ~ عَقِرَةٌ

Kamus-ı Muhit - عقرة maddesi

اَلْعَقِرُ [el-ʹaḵir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Şol kuşa denir ki kanadının yeleğine bir âfet isâbet eylemekle dökülüp bir dahi yerinde çıkmamış ola; yukâlu: طَائِرٌ عَقِرٌ إِذَا صَارَ قَدْ أَصَابَ فِي رِيشِهِ آفَةٌ فَلَمْ يَنْبُتْ Ve

عَقِرَةٌ [ʹaḵiret] (hâ’yla) Tahvîf olunmadıkça su içmez olan nâkaya denir.

اَلْمِعْقَارُ [el-miʹḵâr] ve

اَلْمِعْقَرُ [el-miʹḵar] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) ve

اَلْمُعْقِرُ [el-muʹḵir] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) ve

اَلْعُقَرَةُ [el-ʹuḵaret] (هُمَزَةٌ [humezet] vezninde) ke-mâ zukire ve

اَلْعُقَرُ [el-ʹuḵar] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) ve

اَلْعَاقُورُ [el-ʹâḵûr] Şol eyere ve semere denir ki dâbbenin sırtını yağır eder ola; yukâlu: سَرْجٌ مِعْقَارٌ وَمِعْقَرٌ وَمُعْقِرٌ وَعُقَرَةٌ وَعُقَرٌ وَعَاقُورٌ أَيْ غَيْرُ وَاقٍ بِعَقْرِ الظَّهْرِ Ve

عُقَرَةٌ [ʹuḵaret] (هُمَزَةٌ [humezet] vezninde) ve

عُقَرٌ [ʹuḵar] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) ve

مِعْقَرٌ [miʹḵar] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Şol adama denir ki devenin üzerine pek varır olmakla sırtını yağır eder ola; yukâlu: رَجُلٌ عُقَرَةٌ وَعُقَرٌ وَمِعْقَرٌ إِذَا كَانَ يَعْقِرُ الْإِبِلَ مِنْ إِتْعَابِهِ لَهَا Ve

مُعْقِرٌ [muʹḵir] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) ʹAkâr ve emlâki çok adama denir; yukâlu: رَجُلٌ مُعْقِرٌ أَيْ كَثِيرُ الْعَقَارِ

Vankulu Lugatı - عقرة maddesi

اَلْعُقَرُ [el-ʹuḵar] (ʹayn’ın zammı ve ḵâf’ın fethiyle) ve

اَلْعُقَرَةُ [el-ʹuḵaret] (ʹayn’ın zammı ve ḵâf’ın fethiyle) Davar arkasın cirâhat eden eyer; yukâlu: سَرْجٌ عُقَرٌ وَعُقَرَةٌ أَيْ مُعَقِّرٌ غَيْرُ وَاقٍ Ve عَقُورٌ [ʹaḵûr] ıtlâk olunmaz illâ zî-rûh olanda. Ve

عُقَرَةٌ [ʹuḵaret] Kezâlik şol boncuğa derler ki nisâ tâ΄ifesi uçkur yerinde götürürler, hâmile olmak için. Ve ʹArabların “عُقَرَةُ الْعِلْمِ النِّسْيَانُ” dedikleri bundan me΄hûzdur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı