ʹuḵm ~ عُقْمٌ

Kamus-ı Muhit - عقم maddesi

اَلْعَقَمُ [el-ʹaḵam] (fethateynle) ve

اَلْعَقْمُ [el-ʹakm] (ʹayn’ın fethi ve zammıyla) Hatun kısır kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَقِمَتِ الْمَرْأَةُ وَعَقَمَتْ وَعَقُمَتْ عَقَمًا وَعَقْمًا وَعُقْمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالْأَوَّلِ وَالْخَامِسِ وَيُقَالُ عُقِمَتْ عَلَى الْمَجْهُولِ إِذَا كَانَتْ عَقِيمًا ve

عَقْمٌ [ʹaḵm] (ʹayn’ın fethiyle) Müteʹaddî olur, kısır kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَقَمَهَا اللهُ عَقْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْ جَعَلَهَا عَقِيمًا Ve bir adamın mefâsıl-ı aʹzâsı kuruyup ʹamel ve hareketten kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: عُقِمَتْ مَفَاصِلُهُ عَلَى الْبِنَاءِ لِلْمَفْعُولِ إِذَا يَبِسَتْ Ve sâkit ve hamûş olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَقِمَ الرَّجُلُ عَقْمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا سَكَتَ

Vankulu Lugatı - عقم maddesi

اَلْعِقْمَةُ [el-ʹiḵmet] (ʹayn’ın kesri ve ḵâf’ın sükûnuyla) Bi-maʹnâhâ kezâlik. Ve

عُقْمٌ [ʹuḵm] Masdar dahi gelir, ʹavret doğurmamak maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı