اَلْعَقَاقُ [el-ʹaḵâḵ] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) ve
اَلْعَقَقُ [el-ʹaḵaḵ] (fethateynle) Kısrak gebe olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَقَّتِ الْفَرَسُ عَقَاقًا وَعَقَقًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا حَمَلَتْ Ve ʹinde’l-baʹz عَقَاقٌ [ʹaḵâḵ] سَحَابٌ [seḩâb] ve كِتَابٌ [kitâb] veznlerinde gebe olan kısrağın bi-ʹaynihi hamline denir. Ve
عَقَقٌ [ʹaḵaḵ] Yarılmak, inşikâk maʹnâsınadır; yukâlu: عَقَّ الشَّيْءُ يَعَقُّ كَعَضَّ يَعَضُّ عَقَقًا إِذَا انْشَقَّ
اَلْعُقُقُ [el-ʹuḵuḵ] (zammeteynle) Cemʹi, رَسُولٌ [resûl]leرُسُلٌ [rusul] gibi. Ve
نَوَى الْعَقُوقِ [neve’l-ʹaḵûḵ] Şol çekirdektir ki mülâyim olmağın onu deveye ʹalef kılarlar. Ve
عُقُقٌ [ʹuḵuḵ] Hâmile olan bütün tırnaklı davara dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı