عِيشُ [ʹÎş] (ʹayn’ın kesriyle) Esmâdândır: ʹÎş b. Ḩarâm ve ʹÎş b. Esîd, Ḵuḋâʹa kabîlesinin nesebi ricâlindendir. Ve ʹÎş b. Šaʹlebe, Beni’l-Ḩârišamp; b. Saʹd ve ʹÎş b. ʹAbd b. Ševr, Muzeyne ve ʹÎş b. Ḣalâve, Ġaṯafân kabîleleri neseblerindendir.
اَلْعَيْشُ [el-ʹayş] (ʹayn’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Dirliğe denir, hayât ve zindegânî maʹnâsına. Şârihin beyânına göre hayvâna mahsûs hayâta denir ki hayâttan ahass olur; yukâlu: لَهُ عَيْشٌ أَيْ حَيَاةٌ Ve taʹâma ıtlâk olunur, medâr-ı hayât olduğu için. Ve kendisiyle geçinilip taʹayyüş olunacak nesneye denir ki maʹîşet ile mürâdif olur; yukâlu: إِنَّهُ لَفِي عَيْشٍ رَغَدٍ وَهُوَ مَا يُعَاشُ بِهِ Ve ekmeğe ıtlâk olunur; tekûlu: أَكَلْتُ عَيْشًا أَيْ خُبْزًا Ve
عَيْشٌ [ʹayş] ve
مَعَاشٌ [maʹâş] ve
مَعِيشٌ [maʹîş] ve
مَعِيشَةٌ [maʹîşet] (mîm’lerin fethiyle) ve
عِيشَةٌ [ʹîşet] (ʹayn’ın kesriyle) ve
عَيْشُوشَةٌ [ʹayşûşet] (شَيْخُوخَةٌ [şeyḣûḣat] vezninde) Masdarlardır, dirilmek ve geçinmek maʹnâsına yukâlu: عَاشَ يَعِيشُ عَيْشًا وَمَعَاشًا وَمَعِيشًا وَمَعِيشَةً وَعِيشَةً وَعَيْشُوشَةً إِذَا صَارَ ذَا حَيَاةٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı