اَلْمَزْقُ [el-mezḵ] (mîm’in fethi ve zâ-i muʹcemenin sükûnuyla) Yırtmak; tekûlu: مَزَقْتُ الثَّوْبَ أَمْزِقُهُ مَزْقًا إِذَا خَرَقْتَهُ Ve
مَزْقٌ [mezḵ] Kuş sağnamağa dahi derler, ilkâ-i necâset maʹnâsına; yukâlu: مَزَقَ الطَّائِرُ يَمْزُقُ وَيَمْزِقُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا رَمَى بِذَرْقِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı