اَلْإِخْتِضَارُ [el-iḣtiḋâr] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Çayır ve sebze ter ü tâze iken biçilmek maʹnâsınadır; yukâlu: اُخْتُضِرَ الْكَلَأُ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا أُخِذَ طَرِيًّا غَضًّا Ve bir adam tâze nev-civân iken vefât eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: اُخْتُضِرَ الشَّابُّ إِذَا مَاتَ فَتِيًّا Ve yük götürmek maʹnâsına müstaʹmeldir, sebzevâtı yüklenmek ʹâdetine mülâyemetledir; yukâlu: إِخْتَضَرَ الْحِمْلَ إِذَا احْتَمَلَهُ Ve kızın bikrini bozmak ʹalâ-kavlin henüz nâ-bâliga iken bekâretini bozmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: إِخْتَضَرَ الْجَارِيَةَ إِذَا افْتَرَعَهَا أَوْ قَبْلَ الْبُلُوغِ Ve çayırı ve sebzevâtı henüz yeşil ve tâze iken biçmek maʹnâsınadır ki maʹnâ-yı evvelin ʹaynı olur; nihâyet o mechûl bünyesi ve ahz ʹunvânıyla muʹabberdir; yukâlu: إِخْتَضَرَ الْكَلَأَ إِذَا جَزَّهُ وَهُوَ أَخْضَرُ
اَلْإِخْتِضَارُ [el-iḣtiḋâr] (hemzenin kesri ve ḣâ’nın sükûnuyla) Otu yeşil iken biçmektir; ve yekûlûne li’ş-şeyhi: أَجْزَزْتَ يَا شَيْخُ فَيَقُولُ يَا بَنِيَّ وَتُخْتَضَرُونَ Yaʹnî pîre ʹömrünün hasâdı zamânı geldi deseler, “Gâh olur ekin tâze biçilir” der.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı