اَلْإِكْتِيَالُ [el-iktiyâl] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bu dahi ölçmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِكْتَالَ الطَّعَامَ بِمَعْنَى كَالَهُ Burada mü΄ellif kasr eylemiştir, zîrâ إِكْتِيَالٌ [iktiyâl] ölçek ile nesne alan adam kendi nefsi için ölçmek ve ölçüp almak maʹnâsına da gelir. Kâle’r-Râġib إِكْتَلْتُ عَلَيْهِ إِذَا أَخَذْتَ مِنْهُ كَيْلًا Ve fi’l-Miṡbâḩ إِكْتَلْتُ مِنْهُ وَعَلَيْهِ إِذَا أَخَذْتَ وَتَوَلَّيْتَ الْكَيْلَ بِنَفْسِكَ ve yukâlu: كَالَ الدَّافِعُ وَاكْتَالَ الْآخِذُ Ve عَلَى harfiyle sılalanmak husûsunda sûre-i mutaffifîn evvelinde Ebu’s-Suʹûd hazretlerinin kelâm-ı nefîsi vardır, fe’lyurâcaʹ.
اَلْإِكْتِيَالُ [el-iktiyâl] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Ölçüp almak; yukâlu: كَالَ الْمُعْطِي وَاكْتَالِ الْآخِذُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı