اَلْإِكْتِحَالُ [el-iktiḩâl] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Göze sürme çekinmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِكْتَحَلَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا جَعَلَتِ الْكُحْلَ بِعَيْنِهَا Ve rûy-i zemîn tâze çemenler ve otlar ile yemyeşil olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: إِكْتَحَلَتِ الْأَرْضُ بِالنَّبَاتِ إِذَا اخْضَرَّتْ أَوَّلَ خُضْرَةِ النَّبَاتِ Ve bir kimse şiddet ve mihnete sataşmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِكْتَحَلَ الرَّجُلُ إِذَا وَقَعَ فِي شِدَّةٍ
اَلْإِكْتِحَالُ [el-iktiḩâl] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: تَكَحَّلْتُ وَاكْتَحَلْتُ بِمَعْنًى
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı