اَلْإِنْتِحَارُ [el-intiḩâr] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bir adam kendi nefsini katl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِنْتَحَرَ الرَّجُلُ إِذَا قَتَلَ نَفْسَهُ Ve bir niçe kimseler bir nesne üzere birbirini katl eylemek derecesinde hırs ve dınnet edişmek maʹnâsınadır ki binâsı müşâreket içindir; yukâlu: إِنْتَحَرَ الْقَوْمُ عَلَى الْأَمْرِ إِذَا تَشَاحُّوا عَلَيْهِ فَكَادَ بَعْضُهُمْ يَنْحَرُ بَعْضًا
اَلْإِنْتِحَارُ [el-intiḩâr] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bir kimse kendi nefsini boğazlamağa derler; yukâlu: إِنْتَحَرَ الرَّجُلُ إِذَا نَحَرَ نَفْسَهُ Ve fi’l-meseli: “سُرِقَ السَّارِقُ فَانْتَحَرَ” Yaʹnî “Uğrudan uğurladığı mâl uğurlandıkta kendi nefsin boğazladı.” Gâliben bu mesel zî-hakk olan sabr etti, olmayan etmedi mahallinde istiʹmâl olunur. Ve
إِنْتِحَارٌ [intiḩâr] Birkaç kimse bir nesneye harîs olup birbirine bahîllik etmeğe dahi derler; yukâlu: إِنْتَحَرَ الْقَوْمُ عَلَى الشَّيْءِ إِذَا تَشَاحُّوا عَلَيْهِ حِرْصًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı