اَلْإِنْتِقَادُ [el-intiḵâd] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bu dahi تَنْقَادٌ [tenḵâd] maʹnâsınadır; yukâlu: إِنْتَقَدَ الدَّرَاهِمَ وَغَيْرَهَا إِذَا مَيَّزَهَا Ve akçeyi kabz eylemek maʹnâsınadır ki murâd nakd olarak almaktır; yukâlu: إِنْتَقَدَ الدَّرَاهِمَ إِذَا قَبَضَهَا يَعْنِي نَقْدًا Ve çocuk büyüyüp yiğit olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِنْتَقَدَ الْوَلَدُ إِذَا شَبَّ
اَلْإِنْتِقَادُ [el-intiḵâd] (hemzenin kesri ve nûn’un sükûnuyla) Kabz etmek; yukâlu: نَقَدْتُهَا لَهُ فَانْتَقَدَهَا أَيْ قَبَضَهَا Ve bir nesneye muttasıl bakıp durmağa da derler; yukâlu: مَا زَالَ فُلَانٌ يَنْتَقِدُ بَصَرَهُ إِلَى الشَّيْءِ إِذَا لَمْ يَزَلْ يَنْظُرُ إِلَيْهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı