اَلْأَنْدِيَةُ [el-endiyet] (hemzenin fethi ve dâl’ın kesriyle) Kezâlik cemʹi, nitekim baʹzı eşʹârda gelmiştir, lâkin şâzzdır, zîrâ bu vezn elif-i memdûde olan kelimeye mahsûstur, كِسَاءٌ [kisâ΄] ile أَكْسِيَةٌ [eksiyet] gibi. Ve
نَدَى [nedâ] Tâze ota dahi derler,كَلَأٌ [kele΄] maʹnâsına. Ve
نَدَى [nedâ] Gündüz yağan çiğe ve سَدَى [sedâ] gece yağan çiğe derler. Ve gâh olur ki bunlarla bir kimse tesmiye olunur. Ve
نَدَى [nedâ] Yerde olan neme dahi derler; yukâlu: نَدِيَ الشَّيْءُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ فَهُوَ نَدٍ مِثْلُ تَعِبَ فَهُوَ تَعِبٌ وَيُقَالُ أَرْضٌ نَدِيَةٌ بِتَخْفِيفِ الْيَاءِ وَلَا تَقُلْ نَدِيَّةٌ بِتَشْدِيدِ الْيَاءِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı