el-evâlî ~ اَلْأَوَالِي

Vankulu Lugatı - الأوالي maddesi

اَلْأَوَالِي [el-evâlî] (hemzenin fethi ve lâm’ın kesri ve meddiyle) Kezâlik kalb-i mekân kılmak üzere. Bir cemâʹat eyitti: أَوَّلُ [evvel]in aslı وَوَّلٌ idi فَوْعَلُ [fevʹal] vezni üzere, vâv-ı ûlâyı hemzeye kalb edip أَوَّلُ kıldılar. Ve cemʹi أَوَاوِلُ [evâvil] vezni üzerine gelmedi vâveynin ictimâʹın sakîl gördüklerinden ötürü, arasında elif-i cemʹ bulunmakla, pes lafz-ı أَوَّل sıfat kılınsa lâ-yansarıf olur; tekûlu: لَقِيتُهُ عَامًا أَوَّلَ Ve eger sıfat kılınmasa munsarıf kılınır; tekûlu: لَقِيتُهُ عَامًا أَوَّلًا Kâle İbnu’s-Sikkît: وَلَا تَقُلْ عَامَ الْأَوَّلِ ve tekûlu: مَا رَأَيْتُهُ مُذْ عَامٌ أَوَّلُ وَمُذْ عَامٌ أَوَّلَ فَمَنْ رَفَعَ الْأَوَّلَ جَعَلَهُ صِفَةً لِعَامٍ كَأَنَّهُ قَالَ أَوَّلُ مِنْ عَامِنَا وَمَنْ نَصَبَ جَعَلَهُ كَالظَّرْفِ كَأَنَّهُ قَالَ مُذْ عَامٌ قَبْلَ عَامِنَا Ve kaçan إِبْدَأْ بِهَذَا أَوَّلُ dense gâyetlik üzere mazmûm olur, إِفْعَلْ قَبْلُ dediğin gibi ve kaçan mahzûfu izhâr etsen أَوَّل [evvel]i mansûb edip إِبْدَأْ بِهِ أَوَّلَ فِعْلِكَ dersin. Ve bir kimseyi dün görmesen مَا رَأَيْتُهُ مُذْ أَمْسِ dersin ve eger dünden mukaddem olan gün görmesen مَا رَأَيْتُهُ مُذْ أَوَّلُ مِنْ أَمْسِ dersin ve eger iki gün mukaddem görmesen مَا رَأَيْتُهُ مُذْ أَوَّلُ مِنْ أَوَّلَ أَمْسِ dersin ve bundan ziyâdeye tecâvüz etmezsin; ve tekûlu: هَذَا أَوَّلٌ بَيِّنُ الْأَوَّلَيَّةِ Yaʹnî ismiyyet üzere istiʹmâl olunsa münevven kılınır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı