اَلْبَرْضُ [el-berḋ] (قَرْضٌ [ḵarḋ] vezninde) Azca nesneye denir. Cemʹi بِرَاضٌ [birâḋ] gelir bâ’nın kesriyle ve بُرُوضٌ [burûḋ] ve أَبْرَاضٌ [ebrâḋ] gelir; yukâlu: مَا بَقِيَ فِي الْحَوْضِ إَلاَّ بَرْضٌ أَيْ قَلِيلٌ مِنَ الْمَاءِ ve
بَرْضٌ [berḋ] masdar olur, su çeşmeden azca çıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَرَضَ الْمَاءُ مِنَ الْعَيْنِ بَرْضًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا خَرَجَ وَهُوَ قَلِيلٌ Ve azca nesne vermek maʹnâsınadır; tekûlu: بَرَضَ لِي مِنْ مَالِهِ بَرْضًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي أَيْ أَعْطَانِي مِنْهُ قَلِيلاً
اَلْبَرْضُ [el-berḋ] (bâ’nın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Az nesne, kalîl maʹnâsınadır. Ve
اَلْبُرَاضُ [el-burâḋ] (bâ’nın zammıyla) Bi-maʹnâhu; yukâlu: مَاءٌ بُرَاضٌ إِذَا كَانَ قَلِيلًا وَهُوَ خِلَافُ الْغَمْرِ Yaʹnî derin suyun hilâfıdır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı