el-burc ~ اَلْبُرْجُ

Kamus-ı Muhit - البرج maddesi

اَلْبُرْجُ [el-burc] (bâ’nın zammıyla) Rükn maʹnâsınadır ki bir nesnenin kavî ve muhkem olan cânibidir; yukâlu: لَهُ بُرْجٌ قَوِيٌّ أَيْ رُكْنٌ Ve hısn maʹnâsınadır ki tabya ve kule ve şans ve palanka ve hisâr makûlesi tahassun edecek mahallerden ʹibârettir; yukâlu: إِلْتَأَذَ إِلَى بُرْجٍ أَيْ حِصْنٍ Ve burûc-i felekiyyenin müfredidir ki her birine بُرْجٌ [burc] taʹbîr olunur.

اَلْبَرَجُ [el-berec] Gözün beyâzı sevâdını bi’t-tamâm dâ΄ire-vâr muhdik ve muhît olmak maʹnâsınadır. Şöyle ki bir cânibe imâle-i çeşm eylese sevâdından aslâ bir nesne gâ΄ib olmaya, gûyâ ki sevâdı burc gibi müsevver, kezâlik beyâzı müttesiʹ olur; yukâlu: بَرِجَتْ عَيْنُهُ بَرَجًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ بَيَاضُهَا مُحْدِقًا بِسَوَادِهَا كُلِّهِ Ve

بَرَجٌ [berec] İsm olur, hüsn ü cemâl sâhibi meh-likâ mahbûba denir. Ve âfitâb gibi zâhîr ve rûşen ve maʹlûm nesneye denir. Cemʹi أَبْرَاجٌ [ebrâc] gelir, سَبَبٌ [sebeb] ve أَسْبَابٌ [esbâb] gibi. Ve

بَرَجٌ [berec] Kezâlik masdar olur, bir kimsenin vüsʹat-i maʹîşet sebebiyle tereffüh ve taʹayyüşü vâsiʹ ve firâvân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَرِجَ الرَّجُلُ بَرَجًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اتَّسَعَ أَمْرُهُ فِي اْلأَكْلِ وَالشُّرْبِ وَغَيْرِهِمَا

Vankulu Lugatı - البرج maddesi

اَلْبُرْجُ [el-burc] (bâ’nın zammı ve râ’nın sükûnuyla) Hisârın bir cânibinde olan yapıya derler, رُكْنٌ [rukn] maʹnâsına.

اَلْبَرَجُ [el-berec] (fethateynle) Gözün beyâzı sevâdını ihâta etmektir, bir haysiyyetle ki sevâdından bir nesne gâyib olmaya.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı