اَلتَّحَتُّمُ [et-teḩattum] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bir nesneyi nefsine vâcib ve lâzım kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَحَتَّمَ الشَّيْءَ إِذَا جَعَلَهُ حَتْمًا يَعْنِي عَلَى نَفْسِهِ Ve ağızda mülâyim olan nesne ekl etmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَحَتَّمَ الرَّجُلُ إِذَا أَكَلَ شَيْئًا هَشَّا فِي فِيهِ Ve حُتَامَةٌ [ḩutâmet]i yemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَحَتَّمَ فُلَانٌ إِذَا أَكَلَ الْحُتَامَةَ Ve bir adamın hakkında tefe΄΄ül ile hayr ümîd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَحَتَّمَ لِفُلَانٍ بِخَيْرٍ إِذَا تَمَنَّى لَهُ خَيْرًا وَتَفَأَّلَ لَهُ Ve bir nesne için münbasit ve sefâ-yâb olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَحَتَّمَ لِكَذَا إِذَا هَشَّ لَهُ وَيُقَالُ هُوَ ذُو تَحَتُّمٍ أَيْ هَشَّاشٌ
اَلتَّحَتُّمُ [et-teḩattum] (fethateynle ve tâ΄-i sânînin zammı ve teşdîdiyle) Ekl olunan nesnenin döküntüsü dökülmek, هُشَاشَةُ الطَّعَامِ maʹnâsına; yukâlu: هُوَ ذُو تَحَتُّمٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı