اَلتَّسْمِيعُ [et-tesmîʹ] Bir kimsenin mesâvî ve meʹâyibini herkese işittirmekle teşhîr ve rüsvây eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَمَّعَهُ إِذَا شَنَّعَهُ وَشَهَّرَهُ Ve bir kimsenin zât ve zamânı beyne’n-nâs ḣâmil ve nâ-maʹlûm iken zikr ve senâsını neşr ve işâʹatle zâhire çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَمَّعَ فُلاَنًا إِذَا أَزَالَ خُمُولَهُ وَنَشَرَ ذِكْرَهُ Ve işittirmek maʹnâsınadır; yukâlu: سَمَّعَهُ إِذَا أَسْمَعَهُ
اَلتَّسْمِيعُ [et-tesmîʹ] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Teşhîr maʹnâsına; yukâlu: سَمَّعَ بِهِ إِذَا شَهَّرَهُ Ve fi’l-hadîsi: “مَنْ فَعَلَ كَذَا سَمَّعَ اللهُ بِهِ أَسَامِعَ خَلْقِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ” Ve
تَسْمِيعٌ [tesmîʹ] Bir nesneyi şâyiʹ kılmağa dahi derler. Ve bir kimseyi humûl mertebesinden çıksın diye münteşir kılmağa da derler. Ve refʹ-i savt edip âvâzı işittirmeğe dahi derler; yukâlu: سَمَّعَهُ الصَّوْتَ وَأَسْمَعَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı