اَلتَّسْوِيدُ [et-tesvîd] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Dilîr ve cesûr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَوَّدَ الرَّجُلُ إِذَا جَرُؤَ Ve sâdât katl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَوَّدَ فُلاَنٌ إِذَا قَتَلَ السَّادَةَ Ve eski palâsı devenin yağrına komak için dövüp yumuşatmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَوَّدَ الْمِسْحَ الْبَالِيَ إِذَا دَقَّهُ لِيُدَاوَى بِهِ أَدْبَارُ الْإِبِلِ
اَلتَّسْوِيدُ [et-tesvîd] Ululamak; yukâlu: سَوَّدَهُ قَوْمُهُ Ve bir kimsenin gulâm-ı seyyidi doğmağa ve gulâm-ı esvedi doğmağa dahi derler; yukâlu: سُيِّدَ الرَّجُلُ عَلَى الْبِنَاءِ لِلْمَجْهُولِ إِذَا وَلَدَ غُلَامًا سَيِّدًا وَكَذَلِكَ إِذَا وَلَدَ غُلَامًا أَسْوَدَ اللَّوْنِ Ve bir nesneyi siyâh etmeğe dahi derler; yukâlu: سَوَّدْتُهُ أَنَا تَسْوِيدًا Ve kıldan eski palâsı yumuşatıp devenin yağırına tîmâr etmeye dahi derler; yukâlu: سَوَّدْتُ الْإِبِلَ تَسْوِيدًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı