اَلتَّضَرُّعُ [et-teḋarruʹ] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bu dahi bir nesneye nihânîce varıp yaklaşmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَضَرَّعَ مِنْهُ إِذَا تَقَرَّبَ مِنْهُ فِي رَوَغَانٍ Ve cân u dilden tezellül ile yalvarmak, ʹalâ-kavlin bir hâcet niyâz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَضَرَّعَ إِلَى اللهِ تَعَالَى أَيِ ابْتَهَلَ وَتَذَلَّلَ أَوْ تَعَرَّضَ بِطَلَبِ الْحَاجَةِ Ve gölge çekilip kısalmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: تَضَرَّعَ الظِّلُّ إِذَا قَلَصَ
اَلتَّضَرُّعُ [et-teḋarruʹ] (fethateynle ve râ’nın zammı ve teşdîdiyle) Yalvarmak; yukâlu: تَضَرَّعَ إِلَى اللهِ إِذَا ابْتَهَلَ إِلَيْهِ Ve
تَضَرُّعٌ [teḋarruʹ] Bir hâcet taleb etmeğe dahi derler; yukâlu: جَاءَ فُلَانٌ يَتَضَرَّعُ وَيَتَعَرَّضُ إِذَا جَاءَ يَطْلُبُ إِلَيْكَ الْحَاجَةَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı