اَلتَّضْبِيعُ [et-taḋbîʹ] Bu dahi davar kulaçlayarak yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: ضَبَّعَتِ الْخَيْلُ وَالْإِبِلُ إِذَا مَدَّتْ أَضْبَاعَهَا فِي سَيْرِهَا Ve bir kimse korkak olmak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَبَّعَ الرَّجُلُ إِذَا جَبُنَ Ve bir kimse ok ve kurşun atılacak şey΄ ile atan adamın arasına girip hâ΄il olmak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَبَّعَ فُلاَنًا إِذَا حَالَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْمَرْمِيِّ الِّذي قَصَدَ رَمْيَهُ
اَلتَّضْبِيعُ [et-taḋbîʹ] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) At kolın uzatarak yürümektir, ضَبْعٌ [ḋabʹ] maʹnâsına, nitekim mürûr etti.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı