اَلتَّغْيِيقُ [et-taġyîḵ] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bir nesneyi fesâda verip tebâh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَيَّقَ مَالَهُ إِذَا أَفْسَدَهُ Ve bir nesne nazarı deng ve hayrân kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَيَّقَ بَصَرَهُ إِذَا حَيَّرَهُ Ve bir adam bir re΄y ve fikrde karâr etmeyip tereddüd ve şûriş üzere olmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَيَّقَ الرَّجُلُ فِي رَأْيِهِ إِذَا اخْتَلَطَ فِيهِ فَلَمْ يَثْبُتْ عَلَى شَيْءٍ
اَلتَّغْيِيقُ [et-taġyîḵ] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bir kimse re΄yinde sâbit olmamak; yukâlu: غَيَّقَ الرَّجُلُ فِي رَأْيِهِ تَغْيِيقًا إِذَا اخْتَلَطَ فَلَمْ يَثْبُتْ عَلَى شَيْءٍ Ve bu Ebû ʹUbeyd rivâyetidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı