اَلتَّيْسِيرُ [et-teysîr] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bir adamın develeri ve koyun ve keçileri âsânlıkla doğurmak maʹnâsınadır; yukâlu. يَسَّرَ الرَّجُلُ إِذَا سَهُلَتْ وِلاَدَةُ إِبِلِهِ وَغَنَمِهِ Ve mevâşînin sütü, ʹalâ-kavlin dölleri çok olmak maʹnâsınadır; yukâlu: يَسَّرَتِ الْغَنَمُ إِذَا كَثُرَ لَبَنُهَا أَوْ نَسْلُهَا Ve bir nesneyi âsân kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: يَسَّرَ الشَّيْءَ إِذَا سَهَّلَهُ Ve bu hayr ve şerde müstaʹmeldir. Fe-mine’l-evveli: ﴿فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى﴾ Ve mine’s-sânî ﴿فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى﴾
اَلتَّيْسِيرُ [et-teysîr] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Âsân etmek. Ve tevfîk vermek; yukâlu: سَيَّرَهُ لِلْيُسْرَى أَيْ وَفَّقَهُ لَهَا Yaʹnî “Hak taʹâlâ ona sühûleti tevfîk etsin.” Ve
تَيْسِيرٌ [teysîr] Koyunun sütü ve nesli çok olmak; yukâlu: يَسَّرَتِ الْغَنَمُ إِذَا كَثُرَ أَلْبَانُهَا وَنَسْلُهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı