اَلْجَوْزَلُ [el-cevzel] (جَوْهَرٌ [cevher] vezninde) Tâze civâna ıtlâk olunur; tekûlu: رَأَيْتُ جَوْزَلًا أَيْ شَابًّا Ve güvercin palazına denir. Ve arıklıktan düşkün ve fürû-mânde olmuş nâkaya denir. Ve zehre denir, سَمٌّ [semm] maʹnâsına; yukâlu: سَقَاهُ الْجَوْزَلَ أَيِ السَّمَّ
اَلْجَوْزَلُ [el-cevzel] (cîm’in ve zâ’nın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Güvercin yavrusu. Ve gâh olur tâze yiğide dahi جَوْزَلٌ [cevzel] derler. Ve
جَوْزَلٌ [cevzel] Zehre dahi derler. Ve Ebû ʹUbeyde eyitti: Tâze yiğide ve zehre جَوْزَلٌ [cevzel] ıtlâk olunmak İbn Muḵbil’in şiʹrinden gayrı yerde istimâʹ olunmadı.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı