اَلْحِنْثُ [el-ḩinšamp;] (ḩâ’nın kesriyle) Günâha denir, إِثْمٌ [išamp;m] maʹnâsına; maʹnâ-yı mevzûʹu budur; yukâlu: وَقَعَ فِي الْحِنْثِ أَيِ اْلإِثْمِ Ve hulf-i yemîn maʹnâsınadır ki bir kimse eylediği yemînin ʹuhdesinden hurûc eylemeyip onda giriftâr kalmaktan ʹibârettir; yukâlu: حَنِثَ فِي يَمِينِهِ حِنْثًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا لَمْ يَفِ بِمُوجَبِهَا Bunun hilâfına بِرٌّ [birr] ıtlâk olunur ve o kimselere حَانِثٌ [ḩânišamp;] ve بَارٌّ [bârr] denir. Ve bâtıldan hakka kezâlik haktan bâtıla meyl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَنِثَ الرَّجُلُ إِذَا مَالَ مِنْ بَاطِلٍ إِلَى حَقٍّ وَعَكْسُهُ
اَلْحِنْثُ [el-ḩinšamp;] (ḩâ’nın kesriyle ve nûn’un sükûnuyla) Günâh, إِثْمٌ [išamp;m] maʹnâsına. Ve oğlan musîbet ve tâʹat kesb edecek vakte ermek; yukâlu: بَلَغَ الْغُلَامُ الْحِنْثَ أَيِ الْمَعْصِيَةَ وَالطَّاعَةَ Ve
حِنْثٌ [ḩinšamp;] Yemînde hilf etmeğe dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı