اَلْخَدْيُ [el-ḣaḋy] (ḣâ’nın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) ve
اَلْخَدَيَانُ [el-ḣadeyân] (fetehâtla) Dâbbe adımlarını seyrek ve geniş atarak sürʹatle yürümek maʹnâsınadır; ʹalâ-kavlin bu deve ile ata mahsûs bir gûne yürümekten ʹibârettir ve ʹinde’l-baʹz hımârın merbût olduğu uzun tavla ve örek ipi ile yatıp ağındığı yerin aralığında koşup yelmesine mevzûʹdur; yukâlu: خَدَى الْبَعِيرُ وَالْفَرَسُ يَخْدِي خَدْيًا وَخَدَيَانًا إِذَا أَسْرَعَ وَرَحَّ بِقَوَائِمِهِ أَوْ هُوَ ضَرْبٌ مِنْ سَيْرِهِمَا أَوْ هُوَ عَدْوُ الْحِمَارِ مَا بَيْنَ آرِيِّهِ وَمُتَمَرَّغِهِ
اَلْخَدْيُ [el-ḣady] (ḣâ’nın fethi ve dâl’ın sükûnu ile) Nâka sürʹat etmek; yukâlu: خَدَتِ النَّاقَةُ تَخْدِي مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَسْرَعَتْ مِثْلُ وَخَدَتْ وَخَوَّدَتْ كُلُّهُ بِمَعْنًى
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı