el-ḣuvâr ~ اَلْخُوَارُ

Kamus-ı Muhit - الخوار maddesi

اَلْخُوَارُ [el-ḣuvâr] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Hayvândan sığır kısmının âvâzına denir ki böğürme taʹbîr olunur. Ve koyun ve keçi âhû kısmında âvâzlarına denir ki meleme taʹbîr olunur. Ve yaydan çıkarken okun dahi âvâzına ıtlâk olunur.

اَلْخَوَّارُ [el-ḣavvâr] (كَتَّانٌ [kettân] vezninde) ve

اَلْخَائِرُ [el-ḣâ΄ir] Süst ve zaʹîf ve nizâr olan insân ve hayvâna ve sâ΄ir nesneye denir. Evvel mübâlagadır; yukâlu: رَجُلٌ وَشَيْءٌ خَوَّارٌ وَخَائِرٌ أَيْ ضَعِيفٌ Ve

خَوَّارٌ [ḣavvâr] Pek âteşli çakmağa denir; yukâlu: زَنْدٌ خَوَّارٌ أَيْ قَدَّاحٌ Ve bünye ve endâmı nâzük ve hoş ve tenâsüb-i aʹzâsı tâm olan erkek deveye denir; yukâlu: جَمَلٌ خَوَّارٌ أَيِ الرَّقِيقُ الْحَسَنُ Burada رِقَّةٌ [riḵḵat] nezâket maʹnâsınadır. Cemʹi خَوَّارَاتٌ [ḣavvârât]tır. Ve

خَوَّارٌ [Ḣavvâr] Selefte ʹilm-i ensâbda mâhir bir adam ismidir.

Vankulu Lugatı - الخوار maddesi

اَلْخُوَارُ [el-ḣuvâr] (ḣâ’nın zammı ve vâv’ın fethiyle) Sığır çağırmak; yukâlu: خَارَ الثَّوْرُ يَخُورُ خَوْرًا أَيْ صَاحَ Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿فَأَخْرَجَ لَهُمْ عِجْلًا جَسَدًا لَهُ خُوَارٌ﴾ (طه 88)

اَلْخَوَّارُ [el-ḣavvâr] (ḣâ’nın fethi ve vâv’ın teşdîdiyle) ve

اَلْخَوَّارَةُ [el-ḣavvâret] (kezâlik feth ve teşdîdiyle) Zaʹîf olan kimse; yukâlu: رَجُلٌ خَوَّارٌ وَرُمْحٌ خَوَّارٌ وَأَرْضٌ خَوَّارَةٌ Ve sütü çok olan nâkaya dahi خَوَّارَةٌ [ḣavvâret] derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı