ed-dehveret ~ اَلدَّهْوَرَةُ

Kamus-ı Muhit - الدهورة maddesi

اَلدَّهْوَرَةُ [ed-dehveret] (جَهْوَرَةٌ [cehveret] vezninde) Bir nesneyi biriktirip bir çukur ve derin yere atmak maʹnâsınadır; tark-ı dehrden me΄hûzdur; yukâlu: دَهْوَرَ الشَّيْءَ إِذَا جَمَعَهُ وَقَذَفَهُ فِي مَهْوَاةٍ Ve çımkırmak vechiyle hadeslemek maʹnâsınadır; yukâlu: دَهْوَرَ الرَّجُلُ وَالطَّيْرُ إِذَا سَلَحَ Ve kelâmı refîʹü’ş-şân olarak muttasılan fesâhat ve belâgatla tekellüm eylemek maʹnâsınadır, havâdis-i ʹazîme-i mütevâliye-i dehr gibi; yukâlu: دَهْوَرَ الْكَلاَمَ إِذَا فَخَّمَ بَعْضَهُ فِي إِثْرِ بَعْضٍ Ve bir nesneyi öte kakıp düşürmek maʹnâsınadır; yukâlu: دَهْوَرَ الْحَائِطَ إِذَا دَفَعَهُ فَسَقَطَ

Vankulu Lugatı - الدهورة maddesi

اَلدَّهْوَرَةُ [ed-dehveret] (dâl’ın fethi ve hâ’nın sükûnu ve vâv’ın fethiyle) Bir nesneyi cemʹ edip çukur yere atmak; yukâlu: دَهْوَرْتُ الشَّيْءَ إِذَا جَمَعْتَهُ ثُمَّ قَذَفْتَهُ فِي مَهْوَاةٍ Ve مَهْوَاةٌ [mehvât] dereye derler ki iki dağın arasıdır; ve yukâlu: هُوَ يُدَهْوِرُ اللُّقَمَ إِذَا كَبَّرَهَا Ve لُقَمٌ [luḵam] lâm’ın zammı ve ḵâf’ın fethiyle لُقْمَةٌ [luḵmet]in cemʹidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı