er-rehaṡ ~ اَلرَّهَصُ

Kamus-ı Muhit - الرهص maddesi

اَلرَّهَصُ [er-rehaṡ] (fethateynle) Davarın tırnağı içi taş dokunmakla oyulup mecrûh olmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَهِصَ الْفَرَسُ رَهَصًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ فَهُوَ رَهِيصٌ Ke-mâ zukire.

اَلرَّهْصُ [er-rahṡ] (رَقْصٌ [raḵs] vezninde) Bir nesneyi pek sıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَهَصَ الشَّيْءَ رَهْصًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا عَصَرَهُ شَدِيدًا Ve levm ve tevbîh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَهَصَهُ إِذَا لاَمَهُ Ve istiʹcâl maʹnâsınadır; yukâlu: رَهَصَهُ إِذَا اسْتَعْجَلَهُ Ve borçluya şiddet ve tekâzâ eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir ki maʹnâ-yı evvelden me΄hûzdur; tekûlu: رَهَصَنِي بِحَقِّهِ أَيْ أَخَذَنِي أَخْذًا شَدِيدًا

اَلرِّهْصُ [er-rihṡ] (râ’nın kesriyle) Duvarın en aşağı sırasına denir ki temel koru taʹbîr olur, niteki ḣر،م،صḢ mâddesinde zikr olundu; tekûlu: إِذَا بَنَيْتَ جِدَارًا فَأَحْكِمْ رِهْصَهُ وَهُوَ الْعَرَقُ الْأَسْفَلُ مِنَ الْحَائِطِ Ve şol çamura denir ki birbiri üzere vazʹ olunup taş koru gibi onun üzerine duvar binâ olunur, pes kerpiç olacaktır.

Vankulu Lugatı - الرهص maddesi

اَلرَّهَصُ [er-rehaṡ] (fethateynle) Şol kîrdir ki gözün pınarında cemʹ olur, eger akar ise غَمَصٌ [ġamaṡ] derler, eger donarsa ona رَهَصٌ [rehaṡ] derler; yukâlu: رَهِصَتْ عَيْنُهُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Ve

رَهَصٌ [rehaṡ] Davarın tırnağı mecrûh olmağa da derler; yukâlu: رَهِصَتِ الدَّابَّةُ رَهَصًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

اَلرَّهْصُ [er-rehṡ] (râ’nın fethi ve hâ’ın sükûnuyla) Muhkem sıkmak, ʹasr-ı şedîd maʹnâsına. Ve bundan me΄hûzdur رَهَصَنِي فُلَانٌ بِحَقِّهٍ dedikleri kavlleri “Hak için muhkem tekâzâ etti” maʹnâsına.

اَلرِّهْصُ [er-rihṡ] (râ’nın kesri ve hâ’nın sükûnuyla) Duvarda en aşağı yapılan kordur; yukâlu: رَهَصْتُ الْحَائِطَ بِمَا يُقِيمَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı