اَلزِّوَارُ [ez-zivâr] ve
اَلزِّيَارُ [ez-ziyâr] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Bir nesnenin salâh ve ʹismetine medâr ve kıvâm olan şey΄e denir; yukâlu: هُوَ زِوَارٌ لَهُ وَزِيَارٌ أَيْ صَلاَحٌ لَهُ Ve şol ipe denir ki devenin göğüsü bağıyla ki göğüslüğü taʹbîr olunur, kolanı arasına bend ederler, tâ ki kolan sürüp mesânesini bend eylemeye. Bunlar takvîm ve tahsîn maʹnâsına olan تَزْوِيرٌ [tezvir]-i âtîden me΄hûzdur. Cemʹi أَزْوِرَةٌ [ezviret]tir. Ve
زِوَارٌ [zivâr] Masdar olur, devenin göğüslüğüne zikr olunan ipi bağlamak maʹnâsına; tekûlu: زُرْتُ الْبَعِيرَ زِوَارًا إِذَا شَدَدْتَهُ بِالزِّيَارِ Ve ʹAlî b. ʹAbdullâh b. Behrâm ez-Ziyârî muhaddîsîndendir.
اَلزِّيَارُ [ez-ziyâr] (zâ’nın kesriyle) Şol nesnedir ki baytâr onu davarın dudağına bağlar, yavaş olsun diye, yavaşa maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı