اَلْعُنُوسُ [el-ʹunûs] (جُلُوسٌ [culûs] vezninde) ve
اَلْعِنَاسُ [el-ʹinâs] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Kız hadd-i bülûga vardıktan sonra aslâ ere varmayıp ebkâr ʹidâdından hurûc derecesinde peder ve mâderi yanında eğlenip kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَنِسَتِ الْجَارِيَةُ وَعَنَسَتْ عُنُوسًا وَعِنَاسًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالْأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا طَالَ مَكْثُهَا فِي أَهْلِهَا بَعْدَ إِدْرَاكِهَا حَتَّى خَرَجَتْ مِنْ عِدَادِ الْأَبْكَارِ وَلَمْ تَتَزَوَّجْ قَطُّ وَهِيَ عَانِسٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı