اَلثَّفِلُ [ešamp;-šamp;efil] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Dâ΄imâ bir nesnenin çöküntüsünü ve lorunu ve tortusunu ekl eden adama denir; yukâlu: رَجُلٌ ثَفِلٌ إِذَا كَانَ يَأْكُلُ الثُّفْلَ
اَلثَّفَالُ [ešamp;-šamp;efâl] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) ve
اَلثَّفَلُ [ešamp;-šamp;efel] (جَبَلٌ [cebel] vezninde) Ayağı ağır hayvâna denir.
اَلثَّفْلُ [ešamp;-šamp;efl] (šamp;â’nın fethiyle) El değirmeninin altına sofra yaymak maʹnâsınadır; yukâlu: ثَفَلَ الرَّحَى ثَفْلًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا وَقَاهَا بِالثِّفَالِ Ve bir nesneyi bir kerrede saçmak maʹnâsınadır; yukâlu: ثَفَلَ الشَّيْءَ إِذَا نَثَرَهُ بِمَرَّةٍ وَاحِدَةٍ
اَلثُّفْلُ [ešamp;-šamp;ufl] (šamp;â’nın zammı ve fâ’nın sükûnuyla) ve
اَلثَّافِلُ [ešamp;-šamp;âfil] Bir nesnenin çöküntüsüne denir ki دُرْدِيٌّ [durdiyy] muharrefi tortu taʹbîr olunur; yukâlu: فِي الدَّوَاءِ وَالْمَاءِ عَلَا صَفْوُهُ وَرَسَبَ ثُفْلُهُ وَثَافِلُهُ وَهُوَ مَا اسْتَقَرَّ تَحْتَ الشَّيْءِ مِنْ كُدْرَةٍ Ve
ثُفْلٌ [šamp;ufl] Dâne ve galle cinsine denir, ehl-i bâdiye leben ve temrin mâ-ʹadâsına ki murâd hubûbâttır, ثُفْلٌ [šamp;ufl] ıtlâk ederler; tekûlu: تَرَكْتُهُمْ يَأْكُلُونَ الثُّفْلَ أَيِ الْحَبَّ Ve el değirmeninin altına yaydıkları sofraya denir. Ve
ثَافِلٌ [šamp;âfil] İnsân necisine denir.
اَلثُّفْلُ [ešamp;-šamp;ufl] (šamp;â’nın zammı ve fâ’nın sükûnuyla) Bir nesnenin çöküntüsü, دُرْدِيٌّ [durdiyy] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı