اَلثَّقْبُ [ešamp;-šamp;aḵb] (šamp;â’nın fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) Ortası açık olan deliğe denir, خَرْقٌ نَافِذٌ [ḣarḵ nâfiž] maʹnâsına. Cemʹi أَثْقُبٌ [ešamp;ḵub] gelir ve ثُقُوبٌ [šamp;uḵûb] gelir. Ve
ثَقْبٌ [šamp;aḵb] Masdar olur, delik delmek maʹnâsına; yukâlu: ثَقَبَهُ ثَقْبًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ اِذَا خَرَقَهُ
اَلثُّقْبُ [ešamp;-šamp;uḵb] (šamp;â’nın zammıyla) ثُقْبَةٌ [šamp;uḵbet]in cemʹidir. Ve ثُقَبٌ [šamp;uḵab] vezni üzere dahi cemʹ olunur, šamp;â’nın zammı ve ḵâf’ın fethiyle.
اَلثَّقْبُ [ešamp;-šamp;aḵb] (šamp;â’nın fethiyle ve ḵâf’ın sükûnuyla) Delik; cemʹi اَلثُّقُوبُ [ešamp;-šamp;uḵûb] gelir zammeteynle. Ve delmek maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: ثَقَبْتُ الشَّيْءَ ثَقْبًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve bir nesneyi cehd ile bilmeğe dahi derler; yukâlu: ثَقَبَ عَنِ الْأَمْرِ أَيْ تَعَرَّفَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı