el-muṡûḩ ~ اَلْمُصُوحٌ

Kamus-ı Muhit - المصوح maddesi

اَلْمُصُوحٌ [el-muṡûḩ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Gidip munkatıʹ ve nâbûd olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَصَحَ الرَّجُلُ مُصُوحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا ذَهَبَ وَانْقَطَعَ Kâle’ş-şârih: وَيُقَالُ مَصَحَتِ الدَّارُ إِذَا انْدَرَسَتْ وَانْمَحَى أَثَرُهَا Ve

اَلْمُصُوحٌ [el-muṡûḩ] Yerden su sızmak maʹnâsına olmakla zıdd olur; yukâlu: مَصَحَ النَّدَى إِذَا رَشَحَ Lâkin zıddiyyeti manzûrun-fîhtir. Ve atın bukağılıkları kıllarının kökleri metîn olmakla yolunmaktan ve dökülmekten emîn ve sâlim olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَصَحَتْ أَشَاعِرُ الْفَرَسِ إِذَا رَسَخَتْ أُصُولُهَا فَأَمِنَتْ أَنْ تُنْتَفَ Ve libâs eskimek maʹnâsınadır; yukâlu: مَصَحَ الثَّوْبُ إِذَا خَلَقَ Ve nebâtın çiçeklerinin rengi bozulmağa başlamak maʹnâsınadır; yukâlu: مَصَحَ النَّبَاتُ إِذَا وَلَّى لَوْنُ زَهْرِهِ Ve gölge çekilip kısalmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَصَحَ الظِّلُّ إِذَا قَصُرَ Ve maʹnâ-yı evvelde bâ΄ harfiyle müteʹaddî olur, gidermek maʹnâsına; yukâlu: مَصَحَ بِالشَّيْءِ إِذَا ذَهَبَ بِهِ Ve harf-i cersiz dahi müteʹaddî olur; yukâlu: مَصَحَ اللهُ مَرَضَكَ أَيْ أَذْهَبَهُ Ve davarın sütü çekilmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَصَحَ لَبَنُ النَّاقَةِ إِذَا ذَهَبَ

Vankulu Lugatı - المصوح maddesi

اَلْمُصُوحُ [el-muṡûḩ] Gitmek ve kesilmek; yukâlu: مَصَحَ الشَّيْءُ مُصُوحًا إِذَا ذَهَبَ وَانْقَطَعَ Ve eskimek maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَصَحَ الثَّوْبُ أَخْلَقَ وَدَرَسَ Ve nâkanın sütü azalıp eskimeğe dahi derler; yukâlu: مَصَحَ لَبَنُ النَّاقَةِ أَيْ وَلَّى وَذَهَبَ Ve تَوَلِّي [tevellî] yüz döndürmeğe derler. Ve otun çiçeği mütegayyir olmağa dahi derler; yukâlu: مَصَحَ النَّبَاتُ إِذَا وَلَّى لَوْنُ زَهْرِهِ Ve gölge kısa olmağa dahi derler; yukâlu: مَصَحَ الظِّلُّ أَيْ قَصُرَ Ve gâh olur ki bâ΄ ile maʹnâ-yı taʹdiye dahi murâd olunur; yukâlu: مَصَحْتُ بِالشَّيْءِ أَيْ ذَهَبْتُ بِهِ Ve اَلْكُلُّ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı