el-menyet ~ اَلْمَنْيَةُ

Kamus-ı Muhit - المنية maddesi

اَلْمَنِيُّ [el-meniyy] (غَنِيٌّ [ġaniyy] vezninde) ve

اَلْمِنَى [el-minâ] (إِلَى [ilâ] vezninde) ve

اَلْمَنْيَةُ [el-menyet] (رَمْيَةٌ [remyet] vezninde) Mâdde-i tevlîd olan suya denir; erkeğin ve dişinin suyundan eʹamdır, ondan hayvân takdîr ve tasvîr olunur. Ve مَنِيٌّ [meniyy] lafzının cemʹi مُنْيٌ [muny] gelir, قُفْلٌ [ḵufl] vezninde, بَرِيدٌ [berîd] ve بُرْدٌ [burd] gibi.

اَلْمَنَا [el-menâ] (عَصَا [ʹaṡâ] vezninde) ve

اَلْمَنِيَّةُ [el-meniyyet] (غَنِيَّةٌ [ġaniyyet] vezninde) Ölüme denir ki ecel-i makdûrdur; cemʹi مَنَايَا [menâyâ] gelir. Ve

مَنَا [menâ] Kader-i ilâhîye denir; tekûlu: أَنَا رَاضٍ بِمَنَا اللهِ أَيْ بِقَدَرِهِ Ve kasd ve ârzû maʹnâsınadır ki istemek ve hâhiş taʹbîr olunur; yukâlu: لَهُ مَنًا أَيْ قَصْدٌ

اَلْمُنْيَةُ [el-munyet] (mîm’in zammı ve kesriyle) ve

اَلْأُمْنِيَّةُ [el-umniyyet] (أُثْفِيَّةٌ [ušamp;fiyyet] vezninde) Umulan ve temennî olunan ârzû ve maksûda denir. Ve

مُنْيَةٌ [munyet] (kezâlik mîm’in zammıyla ve kesriyle) ve

مُنْوَةٌ [munvet] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Nâkanın çekildikten sonra hâmil olup olmadığı zâhir olunca kadar mümtedd olan eyyâma ıtlâk olunur, meselâ genç buğur mukaddem gebe olmamış genç nâkaya aştığı günden on güne varınca kadar eyyâmdan ʹibârettir. Ve مُنْيَةُ الثَّنِيِّ [munyetu’šamp;-šamp;eniyy] yaʹnî altı yaşına giren buğurun مُنْيَةٌ [munyet]i on beş güne kadardır, bu müddetler inkızâsında nâkanın hamli ve ʹadem-i hamli mütebeyyin olur.

Vankulu Lugatı - المنية maddesi

اَلْمَنِيَّةُ [el-meniyyet] (mîm’in fethi ve nûn’un kesri ve yâ’nın teşdîdiyle) Ölüm, mevt maʹnâsına. Ve mezbûra مَنِيَّةٌ [meniyyet] dediler mukadder olduğu için.

اَلْمُنْيَةُ [el-munyet] (mîm’in zammı ve nûn’un sükûnuyla) Maksûd, mütemennâ maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı