اَلْجَدْيُ [el-cedy] (cîm’in fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Erkek oğlağa denir; cemʹi أَجْدِي [ecdî] gelir ve جِدَاءٌ [cidâ΄] ve جِدْيَانٌ [cidyân] gelir cîm’lerin kesriyle. Şârih der ki mü΄ennesi عَنَاقٌ [ʹanâḵ]tır. Ve
جَدْيٌ [Cedy] Bir kevkeb adıdır ki kutb-ı şimâlî yöresinde Benâtu Naʹş ile bilece deverân eder. Şârih der ki ona müneccimler جُدَيٌّ [Cudeyy] derler musaggar bünyesiyle, burc-ı Cedy ile fark için. Ve
جَدْيٌ [Cedy] دَلْوٌ [Delv] burcuna muttasıl olan burcun adıdır. Ve beyne’l-ʹArab bu müteʹâref değildir.
اَلْجَدِّيُّ [el-ceddiyy] (cîm’in fethi ve dâl’ın ve yâ’nın teşdîdiyle) Nasîbe mensûb olan kimse, حَظِّيٌّ [ḩażżiyy] maʹnâsına. İbnu’s-Sikkît’ten böyle rivâyet olunmuştur.
اَلْجَدْيُ [el-cedy] (cîm’in fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Keçi yavurusu ki erkek ola, büzgâle-i ner maʹnâsına. Ve
جَدْيٌ [cedy] Nefʹ taleb etmeğe dahi derler; tekûlu: جَدَيْتُهُ وَاسْتَجْدَيْتُهُ إِذَا طَلَبْتَ جَدْوَاهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı