el-cuder ~ اَلْجُدَرُ

Kamus-ı Muhit - الجدر maddesi

اَلْجُدَرُ [el-cuder] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Bu dahi gövdede zuhûr eden yumruya denir. Vâhidi جُدْرَةٌ [cudret]tir, غُرْفَةٌ [ġurfet] ve غُرَفٌ [ġuref] gibi.

اَلْجِدْرُ [el-cidr] (cîm’in kesriyle) Bir nebât adıdır. Müfredi جِدْرَةٌ [cidret]tir.

اَلْجَدَرُ [el-ceder] (fethateynle) Yumruya denir ki bedende hılkî yâhûd darbdan yâ bir cirâhattan hâdis olur. Vâhidi جَدَرَةٌ [cederet]tir hâ’yla; cemʹi أَجْدَارٌ [ecdâr]dır. Ve boğazda zuhûr eden vereme ve ura dahi ıtlâk olunur. Ve eşek kısmının boynunda hâdis olan kabarığa ve ısırık eserine denir. Ve ağacın çiçeğinde ibtidâ zâhir ve münʹakid olan habbeye denir. Ve

جَدَرٌ [ceder] Masdar olur, insânın bedeninde ur yâ yumru çıkmak çıkmak maʹnâsına; yukâlu: جَدِرَ الرَّجُلُ جَدَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا خَرَجَ بِهِ جَدَرٌ Ve asma yapraklanmağa yüz tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَدِرَ الْكَرْمُ إِذَا هَمَّ بِالْإِيرَاقِ

اَلْجَدْرُ [el-cedr] (cîm’in fethi ve dâl’ın sükûnuyla) ve

اَلْجِدَارُ [el-cidâr] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Duvara denir, حَائِطٌ [ḩâ΄iṯ] maʹnâsına. Cemʹi جُدْرٌ [cudr] gelir, cîm’in zammı ve dâl’ın sükûnuyla muhaffeftir ve جُدُرٌ [cudur] gelir zammeteynle ve جُدْرَانٌ [cudrân] gelir cîm’in zammıyla. Şârihin beyânına göre جُدُرٌ [cudur] جِدَارٌ [cidâr]ın cemʹidir, كِتَابٌ [kitâb] ve كُتُبٌ [kutub] gibi ve جُدْرَانٌ [cudrân] جَدْرٌ [cedr]in cemʹidir, بَطْنٌ [baṯn] ve بُطْنَانٌ [buṯnân] gibi.

Vankulu Lugatı - الجدر maddesi

اَلْجُدُرُ [el-cudur] (zammeteynle)جِدَارٌ [cidâr]ın cemʹi.

اَلْجِدَارُ [el-cidâr] (cîm’in kesriyle) Duvar, حَائِطٌ [ḩâ΄iṯ] maʹnâsına. Ve

جَدْرٌ [cedr] Bir nevʹ otun ismidir. Ve

جَدْرٌ [cedr] Merkebin boynunda olan diş yarasıdır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı