behâr ~ بَهَارٌ

Kamus-ı Muhit - بهار maddesi

اَلْبَهَارُ [el-behâr] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Bir hoş-bû nebât adıdır, papatya nevʹinden sığır gözü dedikleri papatyanın küçük ve sarı nevʹidir ki sarı papatyaya dedikleridir. Ve

بَهَارٌ [behâr] Mutlakâ hûb ve münîr ve tâb-dâr olan şey΄e denir, çehre-i mehâbîb gibi. Ve atın sînesine denir, لَبَبُ الْفَرَسِ [lebebu’l-feres] maʹnâsına. Kezâlik sînesinde olan beyâza denir ki sîne-bend durduğu yerde olan beyâz olacaktır. Ve

بَهَارٌ [Behâr] Merv kazâsında bir karye adıdır, بَهَارِينُ [Behârîn] dahi derler; muhaddisinden Ruḵâd b. İbrâhîm el-Behârî oradandır.

Şârih der ki ʹAmr b. el-ʹÂṡ demiştir ki Ṯalḩa b. ʹUbeydullâh vefat eyledikte yüz بُهَارٌ [buhâr] terk eyledi ki her birinde üçer kantâr altın ve gümüş var idi. Pes ʹAmr [b. el-ʹÂṡ], بُهَارٌ [buhâr]ı vezn olunacak zarftan ʹibâret eyledi. Ve Ebû ʹUbeyd dedi ki بُهَارٌ [buhâr] üç yüz rıtla ıtlâk olunur kelâm-ı ʹArab’da. Ve ben kelime-i mezbûreyi Ḵıbṯiyye zan ederim, lâkin Ezherî, ʹArabî ve lügat-ı Şâm olduğunu tasrîh eylemiştir. İntehâ. Ve

بُهَارٌ [buhâr] Deryâ metâʹına denir ki deryâdan zuhûr eden emtiʹadır, lü΄lü΄ ve sadef ve sâ΄irleri gibi. Ve şol yük dengine denir ki onda dört yüz rıtl vezninde nesne ola. Ve

بُهَارٌ [buhâr] İbrîk tarzında bir gûne kabın ismidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı