Mü΄ellif Baṡâ΄ir’de demiştir ki بَوَاءٌ [bevâ΄] mâddesi asl bir mekânın müsâvât-ı eczâsı, yaʹnî her yeri düz ve berâber olmak maʹnâsına mevzûʹdur; نُبُوٌّ [nubuvv] mukâbilidir ki eczâ-yı mekâniyyenin münâfâtından ʹibârettir ve maʹânî-i sâ΄ire bi’l-cümle ona râciʹdir. Meselâ bir şey΄e rücûʹ ve inkıtâʹ gûyâ ki onu mekân-ı muvâfık bulmakla ona râciʹ ve munkatıʹ olmuş olur. Ve تَبْوِيءٌ [tebvî΄]-i rumh ki bir kimseye mızrak doğrultmaktır, gûyâ ki onun bedenini mızrağa mekân-ı muvâfık tehyi΄e eylemiş olur ve كُفْوٌ [kufv] ve عَدِيلٌ [ʹadîl] ve إِقْرَارٌ [iḵrâr] ve إِعْتِرَافٌ [iʹtirâf] maʹnâlarında dahi tesâvî hâleti derkârdır. İntehâ. Ve
بَوْءٌ [bev΄] Kelimesi uymak, muvâfakat maʹnâsınadır; yukâlu: بَاءَ الشَّيْءُ بِهِ إِذَا وَافَقَ ve tekûlu: بَاءَنِي الشَّيْءُ أَيْ وَافَقَنِي Ve ikrâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: بَاءَ بِدَمِهِ أَيْ أَقَرَّ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı