اَلتَّرْوِيلُ [et-tervîl] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Ekmeği yağla ziyâde ovmak; yukâlu: رَوَّلْتُ الْخُبْزَةَ بِالسَّمْنِ تَرْوِيلًا إِذَا دَلَكْتَهَا بِهِ دَلْكًا شَدِيدًا Ve
تَرْوِيلُ الْفَرَسِ [tervîlu’l-feres] At efşân etmek için zekerin sarkıtmaktır; yukâlu: رَوَّلَ الْفَرَسُ إِذَا أَدْلَى لِيَبُولَ Ve
تَرْوِيلٌ [tervîl] Ağız yarı akıtmağa dahi derler; yukâlu: اَلْفَرَسُ يُرَوِّلُ فِي مِخْلَاتِهِ تَرْوِيلًا Ve مِخْلَاةٌ [miḣlât] mîm’in kesriyle otluk kodukları yerdir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı