el-culfet ~ اَلْجُلْفَةُ

Kamus-ı Muhit - الجلفة maddesi

اَلْجُلْفَةُ [el-culfet] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Deveden nişân için kesilen deriye denir.

اَلْجَلْفَةُ [el-celfet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) جَرْفَةٌ [cerfet] lafzında lügattir ki deveye mahsûs bir gûne damga ismidir.

اَلْجِلْفَةُ [el-cilfet] (cîm’in kesriyle) Katıksız kuru ekmek parçasına denir. Ve her nesnenin kıtʹasına ve parçasına denir; yukâlu: جِلْفَةٌ مِنْهٌ أَيْ قِطْعَةٌ Ve kalemin dişine varınca yonulan yerine denir ki kalemin bacağı taʹbîr olunur; cîm’in fethiyle de câ΄izdir; ve minhu kavlu ʹAbdulḩamîd el-Kâtib li Selm b. Ḵuteybe ve kad reʹâhu yektubu bi-kalemin kasîri’l-burâye fe-yecîʹu hattan rediyyen: “إِنْ كُنْتَ تُحِبُّ أَنْ يَجُودَ خَطُّكَ فَأَطِلْ جِلْفَتَكَ وَأَسْمِنْهَا وَحَرِّفْ قَطَّتَكَ وَأَيْمِنْهَا قَالَ سَلْمٌ فَفَعَلْتُ فَجَادَ خَطِّي” Yaʹnî küttâb-ı dîvân-ı Emeviyyeden berâʹatle darb-ı mesel olan ʹAbdulḩamîd nâm kâtib Selm b. Ḵuteybe’yi gördü ki bir bacağı kısa kalem ile yazı yazıp ve yazısı be-gâyet fenâ ve nâ-hoş zuhûr eder, terbiye zımnında dedi ki “Ey Selm, eğer kitâbetim güzel olsun der isen kalemin bacağını uzunca ve etlice yonup ve katʹını sağ tarafından muharrefçe eyleyesin.” Selm bu terbiye ile ʹâmil olduğum hasebiyle min-baʹd hattım hûb ve latîf oldu diye nakl eylemiştir.

Vankulu Lugatı - الجلفة maddesi

اَلْجَلْفَةُ [el-celfet] (cîm’in fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Bi-maʹnâhâ, kezâ fî baʹzi’n-nüsah; yuḵâlu: أَصَابَتْهُمْ جَلِيفَةٌ وَجَلْفَةٌ عَظِيمَةٌ إِذَا اجْتَلَفَتْ أَمْوَالُهُمْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı