اَلْجِلْمُ [el-cilm] (cîm’in kesriyle) Koyunun böbrek yağına denir ki böbrekleri ihâta eden yağdır.
اَلْجَلَمُ [el-celem] (fethateynle) Bir cins koyundur ki ayakları uzun olup ve bacaklarında tüy olmayıp daz olur, Ṯâ΄if şehrine mahsûstur. Ve geyik ve keçi tekelerine ve koyun koçuna denir, cemʹi جِلَامٌ [cilâm]dır, كِتَابٌ [kitâb] gibi. Ve yün kırkacak makasa denir. Ve keneye denir, قُرَادٌ [ḵurâd] maʹnâsına. Ve deve kısmına mahsûs bir damga ismidir. Ve aya denir, قَمَرٌ [ḵamer] maʹnâsına, ʹalâ-kavlin هِلَالٌ [hilâl]e denir. Ve oğlağa denir.
اَلْجَلْمُ [el-celm] (cîm’in fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَمَهُ جَلْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَطَعَهُ Ve kemik üzere olan eti soyup almak maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَمَ الْجَزُورَ إِذَا أَخَذَ مَا عَلَى عِظَامِهَا مِنَ اللَّحْمِ Ve koyunun yününü kırkmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَمَ الصُّوفَ إِذَا جَزَّهُ
اَلْجَلَمُ [el-celem] (kezâlik fethateynle) Bıçak ki onunla koyun eti katʹ olunur.
اَلْجَلْمُ [el-celm] (cîm’in fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Kesmek, katʹ maʹnâsına; tekûlu: جَلَمْتُ الشَّيْءَ جَلْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَطَعْتَهُ Ve
جَلْمٌ [celm] Kemik üzerinde olan eti soyup almağa dahi derler; yukâlu: جَلَمْتُ الْجَزُورَ أَجْلِمُهَا جَلْمًا إِذَا أَخَذْتَ مَا عَلَى عِظَامِهَا مِنَ اللَّحْمِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı