اَلطَّبْنُ [eṯ-ṯabn] (ṯâ’nın fethi ve bâ’nın sükûnuyla ve fethiyle) Nâstan cemʹ-i kesîre denir; yukâlu: جَاءَ طَبْنٌ مِنَ النَّاسِ أَيْ جَمْعٌ كَثِيرٌ Ve
طَبْنٌ [ṯabn] (ṯâ’nın harekât-ı selâsıyla ve صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Bir gûne laʹib ismidir ki Fârisîde ona sedere denir; Türkîde dokurcun dedikleri oyundur. ʹArabîde قِرْقٌ [ḵirḵ] dahi denir. Ve kerkes ve yırtıcı cânver tutmak için kapana ve tuzağa kodukları cîfeye denir.
اَلطَّبْنُ [eṯ-ṯabn] (ṯâ’nın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Âteşi söyünmesin diye gömmek; tekûlu: طَبَنْتُ النَّارَ إِذَا دَفَنْتَهَا لِئَلَّا تَطْفَأَ Ve
طَبْنٌ [ṯabn] Mechûlü’l-hâl makâmında dahi istiʹmâl olunur; yukâlu: مَا أَدْرِي أَيُّ الطَّبْنِ هُوَ أَيْ أَيُّ النَّاسِ هُوَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı